Un mundo sin fronteras

Por Kurtuluş BAŞTİMAR.

Fue una semana muy agradable para mí en el sentido de que presenté una petición en nombre de mi cliente; Luis Manuel Otero Alcántara de la República de Cuba. Después de graduarme de Maastricht, la facultad de derecho europea, vine a mi país para defender los derechos humanos. Sin embargo, me negué a convertirme en abogado nacional que trabaja solo dentro de las fronteras de la República de Turquía. Esto se debe a que hubo, hay y habrá gente que sufre la presión de las dictaduras, las guerras y las prohibiciones. Me dije a mí mismo eso: si eres un verdadero abogado de derechos humanos, tienes que luchar por todos aquellos cuyos derechos son violados en cualquier lugar del mundo.

Desde ese momento, hasta ahora me he desempeñado como abogado internacional de derechos humanos. No puedo ignorar a una persona que enfrenta violaciones de derechos humanos en Cuba, Irán, Pakistán, Vietnam y todos los demás países. Debo poder luchar por los derechos de las personas que no conozco personalmente.

Defender los derechos humanos en todos los países, para todos, es el principal propósito de ser humano en mi opinión. No creo en la existencia de fronteras entre los países. Nosotros, como seres humanos, somos ciudadanos de un país sin fronteras. La capital de ese mundo es la paz y las libertades. Defender los derechos humanos en el entorno internacional, por supuesto, no es fácil porque hay que amar a la gente independientemente de sus creencias, opiniones políticas y etnicidad.

En ese sentido, el Sr. Luis no solo es mi cliente sino también un ciudadano del Mundo de paz que creo en mi mente. Los intelectuales, a saber, los autores, los artistas y los pintores, también son cruciales en términos del desarrollo de los derechos humanos. En ese sentido, quisiera expresar mi humilde agradecimiento a Zoé Valdés por aclarar el caso del señor Luis. Cumplió con su deber de intelectual al llamar nuestra atención sobre este caso.

A WORLD WITHOUT BORDERS

It was very nice week for me in the sense that I filed a petition on behalf of my client; Luis Manuel Otero Alcantara from The Republic of Cuba. After I graduated from Maastricht, European Law school, I came to my country to defend human rights. However, I refused to become a domestic lawyer working only within the borders of The Republic of Turkey. This is because, there are, there is and there will be people suffering from the pressure of dictatorship, war and prohibitions. I told myself that; if you are a real human rights lawyer, you have to fight for everyone whose rights are violated in any place across the world.

From that time, until now I have been working as international human rights lawyer. I cannot ignore a person facing human rights violation in Cuba, Iran, Pakistan, Vietnam and all other countries. I must be able to fight for the rights of people I do not know them personally.

Defending human rights in every country, for everyone is the main purpose of being a human in my opinion. I do not believe in the existence of the borders among the countries. We, as human being are the citizens of a country without borders. The capital of that world is the peace and freedoms. Defending human rights in international environment is, of course, not easy because you must love the people regardless of their belief, political views and etnicity.

In that sense, Mr. Luis is not only my client but also a citizen of the World of peace which I believe in my mind. Intellectuals namely authors, artists, painters are also crucial in terms of the development of the human rights. In that regard, I would like to express my humble thanks to Zoé Valdés for shedding light to the case of Mr. Luis. She fulfilled her duty of being an intellectual by bringing the case of Luis into our attention.

IN TURKISH

SINIRSIZ BİR DÜNYA

Müvekkilim adına BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu’na Küba’lı müvekkilim Luis Manuel Otero Alcantara adına yaptığım başvurudan dolayı  benim için çok güzel bir hafta oldu. Avrupa Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra ülkeme insan haklarını savunmak için geldim. Ancak sadece Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde çalışan yerli avukat olmayı reddettim. Bunun nedeni, diktatörlük, savaş ve yasakların baskısından muzdarip insanlar olmasıdır, vardır ve hep olacakları gerçeğiydi. Kendi kendime  şunu söyledim; Gerçek bir insan hakları hukukçusu isen eğer, dünyanın herhangi bir yerinde hakları ihlal edilen herkes için mücadele etmek zorundasın.

O zamandan beri uluslararası insan hakları uluslararası ölçekte savunmaya çalışıyorum. Küba, İran, Pakistan, Vietnam ve diğer tüm ülkelerde insan hakları ihlaliyle karşı karşıya olan bir tek kişiyi bile görmezden gelemem çünkü şahsen tanımadığım insanların hakları için savaşabilmeliyim.

Her ülkede, herkes için insan haklarını savunmak bana göre insan olmanın temel amacıdır. Ülkeler arasındaki sınırların varlığına inanmıyorum. Biz insan olarak sınırı olmayan bir ülkenin vatandaşlarıyız. O dünyanın başkenti barış ve özgürlüklerdir. Uluslararası ortamda insan haklarını savunmak elbette kolay değildir, çünkü insanları inançları, siyasi görüşleri ve etnik kökeni ne olursa olsun insanları sevmelisiniz.

Bu anlamda, Bay Luis sadece müvekkilim değil, aynı zamanda zihnime inandığım barış dünyasının bir vatandaşıdır. Entelektüeller yani yazarlar, sanatçılar, ressamlar da insan haklarının gelişmesi açısından çok önemlidir. Bu bakımdan, Zoé Valdés’e Bay Luis davasına ışık tutuğu için naçizane teşekkürlerimi sunuyorum. Luis davasına dikkatlerimizi çekerek entelektüel olma görevini yerine getirdi.

Kurtuluş BAŞTİMAR es escritor y abogado de DDHH turco.